İlk Cinsel İlişki (İlk Gece)
Evlenen bir çiftin ilk gecede gerdeğe girmesine "zifaf" denir. Zifaf gecesi nasıl davranması gerektiğini bilmeyen pek çok genç erkek ve genç kız bulunduğunu sık sık duyuyoruz. Bu gençler zifaf gecesine bir öcü gibi bakıyor ve geceyi nasıl geçireceklerinin şaşkınlığı altında adeta ecel terleri döküyorlar.
Oysa zifaf gecesi korkulması değil, sevinçle değerlendirilmesi gereken bir gecedir. İnsan, bilmediğinden korkar. Bilmedikleri konular hakkında yeterli bilgi edinirse korkusu kalmaz. Evlilik yaşamı boyunca o gecenin anıları belleklerimizden silinmeyecek güzel izler bırakabilir. Yeter ki o gece nasıl davranılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olalım.
Biz bu bölümde gençlerimizin ve genç kızlarımızın gereksinim duydukları bilgileri ayrıntılarıyla vermeye çalışacağız.
Pek çok çift için bu gece, aile yaşamının en önemli günüdür. Eşler birbirlerine karşı bu ilk gecede cinsel düzeyde de sevecen ve anlayışlı olurlarsa, mutlu bir evlilik yaşamının temelini atmış olacaklardır.
Bu olayın bazen yanlış bilgiler nedeniyle fazla büyütülmesi veya bu konuda bilgi sahibi olmama, erkeği ve genç kızı heyecanlandırmakta, mutluluğu tatmak yerine çevresinin beklentilerinin ağırlığı altında ezilmektedir. Erkek erkekliğini, kız da bakireliğini kanıtlamak durumundadır. Erkekte, başaramama korkusu, kızda da cinsel ilişkiden aşırı acı duyacağı korkusu yaygındır. Bazı kesimde cinsel bilgi edinemeyen genç çifte, düğün törenleri sırasında sağdıç ve yenge denen yardımcıları tarafından ayrı ayrı cinsel bilgiler verilir.
Ülkemizde boşanmalar son 10 yılda iki misli artmıştır. Boşanma nedeni olarak ileri sürülen şiddetli geçimsizliğe sebep olan önemli nedenlerden biri de: cinsel uyuşmazlıklar ve cinsel sorunlardır. Yapılan araştırmalar ülkemizde cinsel sorunların bilgi yetersizliğinden kaynaklanmakta olduğunu vurgular niteliktedir.
Bazı kesimde evlenen gençler, cinsellik ile ilgili en sağlıklı bilgiyi sağdıç ve yengeden almaktadır. Düğün gününe kadar ailesinden cinsellikle ilgili herhangi bir bilgi alamayan gence, adeta düğün töreninin bir parçası olarak kısa ve öz bir cinsel eğitim verilir.
Evlilikte cinselliğin normal olduğu vurgulanır. Yöresel geleneklere göre büyüklerin evlilik ile ilgili deneyim ve bilgileri gençlere anlatılır. Bu bilgileri damada sağdıç, geline yenge verir. Düğün töreni başlayınca sağdıç, damat veya babası veya damadın yakın kan akrabası olan evli bir erkek tarafından seçilir. Sağdıcın mutlu bir aile kurmuş ve ailesine bağlı olmasına özen gösterilir.
Yenge ise, gelin veya annesi veya gelinin kan akrabası olan evli bir kadın tarafından seçilir. Yengenin de mutlu bir evlilik yapmış ve hoşgörülü olmasına özen gösterilir. Sağdıç, düğün boyunca damada, yenge de geline zaman zaman evlilik, gerdek gecesi ve cinsellikle ilgili bilgiler verirler.
Ülkemizdeki geleneğe göre, ister şehirde ister köyde olsun gerdek gecesi en büyük rolü erkek üstlenir. Bekaretin bozulması fazla güç gerektirmez. Bu ilk birleşme şiddetli ve zoraki bir davranış olmamalı, her iki eşe doyum sağlamalıdır. Gerdek gecesinin izleri bütün bir evlilik veya yaşam boyu unutulmayacağından, eşler yanlış davranış veya gereksiz kırıcı sözlerden kaçınmalıdırlar.
Erkek eşine şefkatli ve nazik davranmalı, heyecanına sabırlı olmalıdır. Erkeğin saldırgan davranışı veya bekareti şiddetle bozmaya kalkması, genç kızı cinsel ilişkiden soğutur ve bundan sürekli kaçmasına neden olur.
Gerdek Gecesindeki Başarının Yolu; Cinsel Bilgidir:
Gerdek gecesi. İlk gece. Üstüne şarkılar, türküler söylenilmiş, romanlar yazılmış, nice gencin yıllar yılı düşlerine girmiş olan konu! Kimi çiftler için sanki cennete açılan bir kapı, bir murada eriş. Kimi gençler için anlatılmaz bir kabus, bir utanç uçurumu, bir hayal kırıklığı, bir dehşet zindanı... Gerdek...
Bu gece hiç bir zaman küçümsenmemeli ve evlenen eşler ilk gece için bilgilenmeli ve dikkatle hazırlanmalıdır.
Bir kadının evlilik hayatı boyunca cinsel soğukluk içinde kalması ya da erkeğin bir iktidarsızlık haline düşmesinde, ilk gecedeki olayların kesin bir etkisi olabilir. Onun için evlilik hayatının bu önemli safhasının nasıl geçirileceği ve ilk cinsel ilişkide nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında doğru bilgilere sahip olmak gerekir.
İlk Geceye Psikolojik Hazırlık:
Bazı genç kızlar açıkça korkuyorlar ilk geceden. Ve bu korkunun giderek kendilerine egemen olmasından çekiniyorlar. İçlerinden bazıları var ki sırf bu yüzden yemeden içmeden kesilirler. Kafalarını kurcalayan sorulara karşılık bulamamanın üzüntüsü içinde ne yapacaklarını şaşırmış bir halleri olur. Kimisi, "Acaba eşimi mutlu edebilecek miyim?" diye düşünür. Kimisi ise "Çok canım yanacak mı?" diye sorar kendisine. Bunun gibi çeşitli sorular rahatsız eder onları. Evet, haklılar. Aslında ilk gece çok önemli.
Üzerinde durulduğu kadar var. Ama bunun için paniğe kapılmamalı. Eğer bu konuda bilgi edinirseniz, bütün evlilik hayatınızın mutlu geçmesini sağlıyacak anahtarı da elinize geçirmiş olursunuz."
Günümüzde genç kızlarımızı saran ilk gece korkusuna, aslında bilgisizlikten başka bir şey neden olmuyor.
Bazı genç erkekler, haram olmasına rağmen ilk cinsel ilişkilerini evlilikten önce genelevlerinde yaşamaktadırlar. Oralarda ise, genç erkeklerin acemliğine saygı duyulmadan bir an önce işini bitirip parasını almak isteyen kadın tarafından genç erkekler hakaretlere uğramaktadırlar.
Hatta bu hakaretler karşısında cinsel birleşmeyi bile gerçekleştiremiyen, ereksiyona (penisin sertleşmesine) geçemiyen erkekler olmaktadır. Tecrübe kazanmak isteyen genç, ömür boyu cinsel ilişkiden, kadından soğumakta veya ereksiyona geçememek gibi çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. O yüzden Allah'ın nikahsız cinsel ilişkiyi haram kılmasının hikmetlerinden biri de bu olsa gerek...
Genellikle genç kızlar, ilk cinsel ilişkiye, korkulacak bir olay gözüyle bakarlar. Kızlık zarı denen şey nasıl bir nesnedir? Yırtılırken ne olur? Cinsel ilişki sırasında, hele başlangıcında kendisi nasıl davranacaktır?
Doğrusu şu ki bu sırada yalnız genç kız değildir benzer korkuları taşıyan. Erkek de çeşitli duygular içindedir. İşe nasıl başlamalı? Birdenbire mi, yavaş yavaş mı hareket etmeli? Başaracak mıdır?
İşte bu durumlarda eşler birbirlerini tamamlamak ve birbirlerine yardım etmek zorundadırlar. Çoğu zaman, erkeklerin bu konuda büyük sorumluluklar taşıdığı söylenir, yazılır. Bir dereceye kadar doğru sayılabilir bu. Ama büsbütün de doğru değildir. Çünkü sorumlu olan yalnız erkek değil, genç kızdır da. Yani sorumlulukları eşit şekilde paylaşmaları... Bu yüzden genç kız, onun sıkılganlığını arttıracak, sinirlerini bozacak, içindeki fırtınayı şiddetiendirecek hareketlerden kaçınmalıdır. Eşe yardım etmek yalnız erkeğin karısına değil, kadının da erkeğine karşı görevidir.
İlk birleşmede kadını en çok korkutan şey, kızlık zarıdır. Oysa ki bu son derece basit bir problemdir... Çoğunlukla bu zar pek hafif bir acıma duygusu vererek yırtılır. İnce ve esnek ise duyulan acı, belli belirsizdir. Kalın ise yırtılması biraz daha zor ve ağrılı olur... o Ama bunu gözlerde fazla büyütmemek gerekir. Kızlık zarının (< yırtılışı sırasında biraz kan da akar... Ancak bazı zar şekillerinde bu kanın akmaması da mümkündür.
İlk gece ile ilgili güçlükler, yalnızca kızlık zarı ve bununla ilgili sorunlar değildir elbette. Sinirsel gerginliği ile ilgili güçlükler, bunlardan çok daha önemlidir.
Zifaf gecesinde cinsel ilişki dakikaları yaklaştıkça hem gelin, hem de güveyin korku ve heyecandan ekseriya sinirleri gerilmeye başlar. Bu gerginliğin doğurduğu bazı güçlükler vardır, şimdi bunları açıklıyalım:
Bir genç kız, böyle korku ve gerginlik içinde olduğu zaman vajinanın etrafındaki kaslar gerilir ve bu nedenle vajina yolu diğer zamanlardakine oranla daha dar bir hale gelir. Bundan başka, nasıl kalabalık bir halk önünde ilk defa nutuk vermeye çıkan bir kimsenin heyecandan ağzı kurursa, aynı şekilde korku ve heyecan içinde bulunan bir gelinin de vajina içi kurur ve kayganlaşmaz. Böyle olunca, erkeğin cinsel organının içeri girmesi güçleşir.
Böyle durumlarda, kadın vajinasının ıslaklık ve kayganlığını, dışardan kullanılacak bir vazelin ile sağlamak gerekir. Bunun için de en iyi çare erkeğin organına boydan boya vazelin sürmesidir. Böylece penisin, vajinaya girmesi kolaylaşmış olur. Çiftler, bu gergin halleri geçirip iyice yatışıncaya kadar tatlı tatlı sohbet ederler ve beklerler. Heyecanları tamamen geçip ihtiraslı bir arzu duydukları zaman tekrar aşka başlarlarsa, o zaman vajina çevresindeki kaslar gevşer ve doğal şekilde salgıyla kendiliğinden kayganlaşır. Bu durumda cinsel ilişki çok daha kolay ve rahat olur.
Genç kız, gerginlik ve heyecanının kolayca geçmiyeceğini tahmin ediyorsa, o zaman bir sıcak su banyosu yapması çok yararlı olacaktır.
Erkeğe gelince, ilk cinsel ilişkinin heyecanı, kendisini geçici olarak başarısız bırakabilir. Günlerden ve saatlerden beri bu dakikayı ve bu anı beklemiş, belki son günler ve gecelerede karısıyla cinsel ilişkide bulunacağı bu anı düşünerek üreme organlarını ve sinir merkezlerini fazlasıyla yormuştur. İşte gerek bu heyecan, gerekse o yorgunluk neticesinde erkek, cinsel organının sertleşmediğini görebilir. Kimi erkek bu durum karşısında dehşete düşer, şeref ve itibarinin mahvolduğunu, karısının kendisini artık erkekten saymıyacağını düşünerek delice bir acıya, üzüntüye kapılır. Hem kendini, hem karısını büyük bir zevkten yoksun bıraktığı için sınırsız bir sıkıntı duyar.
Eğer bu durumda iken, kadını bilgisizce bir şey söyler ve anlayışsız davranırsa, ağır ya da alaycı bir söz söylerse, erkeğin hayatı boyunca sürüp gidecek bir şekilde incinmesine neden olabilir. Oysaki bu durumda olgun ve anlayışlı bir kadının yapacağı tek şey, kocasına oldukça iyi davranmak, gönül alıcı şeyler söylemek, işi şakaya vurmak ve bunun sırf, o ana özgü, geçici bir tutukluktan geldiğini ve hiç bir öneminin olmadığını belirterek, onun kendine tekrar güvenini kazanmasını sağlamaya çalışmaktır. Eğer kocasının tutukluğunun o akşam geçmiyeceğini sezerse, kendisinden hiçbir talepte bulunmadan, ilk cinsel birleşmelerini ertesi akşama bırakmak üzere, onu yatmaya ve rahat bir uyku uyumaya davet etmelidir.
Aslında böyle bir duruma düşmeyi önlemek için eşler, daha zifaf odasına girer girmez cinsel ilişkiye girişmekten kaçınmalıdırlar. İkisi de bir süre oturup dinlenmeli, sohbet etmeli, hafif okşayış ve öpüşmelerle birbirlerine alışmalı ve ürkeklikleri gitmelidir. Ne zaman arzu ve ihtiraslarının adamakıllı uyandığını hissederlerse, o zaman yatağa girmelidirler.
Eğer vücut ve sinirleri adamakıllı yorgunsa, bu yüzden içlerinde gerçek bir arzu duymuyorlarsa, ilk cinsel birleşmeyi ertesi akşama bırakmak en iyi yoldur. Ayrıca şu da hatırlanmalı ki eşlerden biri isteksiz iken yapılan cinsel ilişki hiç de zevk verici ve tatmin edici olamaz.
Eşler, birbirlerine sakin olmaları konusunda telkinde bulunmalı ve birbirlerine moral ve güven vermeli. Birlikte karşılıklı sevgi ve anlayışla, birbirlerine yardımcı olacakları konusunda söz verdikten sonra önsevişmeye başlamalılar.
Kızlık zarının çeşitleri hakkında bilgisiz bazı erkeklerin, kızlık zarının sert olduğu zanni ile normal cinsel birleşmede kızlık zarını yırtamıyacakları korkusu ile parmakla veya başka şeyler sokarak kızlık zarını yırtmaya kalkıştıkları duyulmaktadır. Asla böyle şeylere gerek duyulmamalıdır. Penisi sertleşen her erkek bu işi rahatlıkla ve kolayca başarabilir. Aynı şekilde genç kızlara da kızlık zarının yırtılması esnasında çok acı çekileceği korkusu yerleştirilmektedir.
Bu bölümde detaylıca izah edileceği gibi, gerdek gecesinde yeteri kadar fiziksel ve ruhsal uyarı ve ön sevişme yapılırsa, kız cinsel birleşmeye güzelce psikolojik olarak hazırlanırsa, aşk heyecanı esnasında hiç proplemsiz ve acısız bu iş başarılabilir. Toplu iğenin ucunun batması kadar veya soğan zarının yırtılması kadar kolay ve habersiz bile olabilir.
Gerdekte Cinsellikten Önce Sevgi ve Aşka Önem Verilmeli:
Kadın, seks için seks yapmaz, aşk için seks yapar, erkek ise seks için seks yapabilir.
Sevgisiz cinsel ilişki, kadın için bir işkencedir. Oysa erkek yapısı bambaşkadır. Kimi erkek için aşk başka konu, cinsel ilişki başka konudur. Hiç sevmediği bir kadınla da cinsel doyum uğruna yatabilir. Kadının durumu ise farklıdır.
Erkek her şeyden önce kadın vücudu ile kadın ruhunu iyi tanımalıdır. Kadınlar belirli bir dış etki olmadan cinsel yönden fazla uyanmazlar. Bu bakımdan erkek, önce ön sevişme ile ise başlamalı, eşinde az çok bir uyanış gördükten sonra yaklaşmalıdır.
Bu sırada sözden çok nazik, şefkatli ve sevgi dolu hareketleri ile kadını kazanmaya çalışmalıdır. Kadınların vücuduna yaklaşmadan önce onların ruhlarına varabilmek çok önemlidir.
Bir örnek verelim. Erkek, kendisine öldüresiye düşman olduğunu bildiği, ama cinsel yönden çekici bulduğu bir kadını imkan bulursa kollarının arasına alır, öper, okşar ve arzularını bu kadının üzerinden tatmin eder. Hatta yakın zamanlara gelinceye kadar savaş sonunda işgal edilen ülkelerin kadınları düşman askerleri için cinsel bir av olarak görülüyordu. Erkek öldürme tehdidi ile arzularına boyun eğen bir kadından bile zevk alabilir. Bu onun ruhsal yapısının tabii bir halidir. Ama kadın için böyle değildir. Kadın ancak beğendiği, hoşlandığı erkekle birleştiği zaman gerçek orgazma varabilir.
Genç kızın ilk birleşmede orgazm'a ulaşmasını da beklememelidir. Kadınlar evliliklerinin ilk günlerinde cinsel yaklaşmayı genellikle bir görev duygusu içinde yaparlar. Erkek, eşinin soğukluğundan korkmamalıdır. Bu durum geçicidir. Kadınların çoğunluğu uzun bir süre sonra cinsel zevke ulaşırlar. Ancak burada dikkat edilecek bir özellik daha vardır. Bir çok kadın haksız yere soğuklukla itham edilirler. Soğuk kadın demek hasta kadın demektir. Vücutça ve ruhça sağlıklı olan bir kadının cinsel ilişkiye karşı soğuk olacağı düşünülemez. Erkek önce kabahatin kendisinde olup olmadığını araştırmalı ancak ondan sonradır ki, karısından şikayetçi olmalıdır.
Gerdekte Damadın Heyecanı:
Bir çok damatlar da gerdek gecesinde gelinler kadar heyecanlıdırlar. Bu onların deneyimsizliklerinden gelir belki de. Belki de sevdikleri, saydıkları, eş olarak aldıkları kadına ilk olarak bu kadar yaklaşmanın verdiği heyecandan ileri gelir. Büyük bir heyecan hatta utangaçlığa kapılabilir.
Gerdekte Geline Düşen Görev:
Gelin bu konuda yumuşak, yatkın, şefkatli ve anlayışlı davranarak damada yardımcı olmalıdır. Yoksa damat gelinin kızlık zarını yırtacak kudrette bir ereksiyon (penis dikliği) bile sağlayamaz. Bu da ona dayanılmaz bir aşağılık kompleksi verir. Başarısızlığına tanık olan yeni karısını bir daha görmek istemeyebilir. Ondan kaçmak isteği, yeni evliliği daha ilk geceden sarsar.
Kızlığın Giderilmesi:
Kızlık zarının bilimsel adı hmen'dir. Birleşme olduğu halde eşinden kan akmadığını gören erkek hemen onun namusundan şüphe edebilir. Çoğu kez eşini babasının evine yollar daha da kötüsü cinayete bile sürüklenebilir. Erkeğin kesin bir karara varmadan hele eşine hiçbir şekilde hiddet göstermeden durumu bir doktorla konuşması en uygun yoldur. Çünkü yarı bakire denilen kadınlar vardır. Bu tip kadınlarda penis, zar'ı yırtmadan vajinaya girebilir. Çünkü zarın şekli çok değişiktir, ortası tamamen açıktır. Bu gibi kadınlarda bir doktor müdahalesi olmazsa doğuma kadar bakirelikleri devam edebilir. Ayrıca vajina girişi geniş, zarları dar ve fazla elastik olanlarda sayısız birleşmelere rağmen kanama görülmez.
Gerdek Gecesi Yanlışları ve Hurafeleri:
* Cinsel deneyimsiz gençler için gerdek gecesi bazen çevresi tarafından stres haline getirilmektedir. Oysa gençler düğün hazırlıklarının son günleri zaten yorgun haldedirler, uykusuzdurlar, bilgi eksikliği nedeniyle bir takım kuruntuları, endişe ve korkuları olabilir.
* İlk geceye böyle stresle giren çifte bu ilk cinsel ilişkiden çok fazla şey beklememesinin uygun olacağı söylenmelidir. Heyecan ve aşırı yorgunluk gibi haller cinsel yaşamı etkileyen olgulardır. Bu nedenle ilk gece genç kızın veya erkeğin ilişkiden kaçınması çok sık görünen bir durumdur. Çitf karşılıklı olarak anlayış göstermelidir. Sıkılganlık ve heyecanla cinsel ilişkiden kaçınan genç kızı eşi zorla ilk gece cinsel birleşmeye zorlamamalıdır. Aynı şekilde heyecan ve aşırı yorgunluk nedeniyle erkeğin hiçbir girişimde bulunamaması da olağandır. Böyle durumlarda gelin de akılcı olmalı ve esinin erkekliği ile ilgili gurur kırıcı davranış ve sözlerden kaçınmalıdır.
Kanlı Çarşaf Rezaleti:
İslamî kültürden uzak bazı bölgelerde çok kötü bir gelenek vardır. Damatla gelin gerdeğe girdikleri zaman dışarda kız ve erkek tarafından sonucu öğrenmek üzere yengeler bekletilir. Kız için de, erkek için de bundan daha çirkin bundan daha iğrenç bir şey düşünülemez!
* İslamî açıdan da karı-koca arasında gizli kalması gereken ve başkalarına antatılması, gösterilmesi haram olan kanlı çarşaf olayı, genç evlilerin bir ömür boyu çekecekleri utanç ve ızdıraplara vesile olmaktadır. Kapıda kanlı çarşaf bekleyen namus bekçileri (!), gençleri aceleye sevketmekte ve huzursuz etmektedirler. İleride genişçe izah edeceğimiz, gerdek gecesinde cinsel ilişkiden önce yapılması gereken sohbet, ön sevişme gibi eşleri birbirine yaklaştırıcı davranışların yapılmasına zaman bırakmamaktadırlar. Acelecilik ve beklenilme tedirginliği, gençleri psikolojik baskı altına almakta ve kolay iş zorlaşmakta ve acelecilikten dolayı başarısızlıkla sonuçlanabilmektedir. Başarı gösteremiyen erkek utançtan yerin dibine geçer... Ne yazık ki...
Kedinin ciğer beklediği gibi, kapı önünde kanlı çarşaf beklemek, bekleyenin ve bekletenin en büyük ayıbıdır. Bir ömür boyu bu cahilliğin utancını nasıl yaşarlar?!
Ama kurtuluş yoktur. Ertesi gece kapıda yine nöbetçiler bekler. Bu şekilde utanç yüzünden eşini öldüren ya da intihar eden erkekler görülmüştür. Diğer taraftan cinsel birleşmeye karşın beklenen kanı görmeyen erkek, genellikle kapıda bekliyenlerden çekinerek yalnız kendilerini ilgilendiren bir meseleyi aralarında halletmek imkanından yoksun bulunduğu için günahsız karısını kovar. Tıbbî araştırmalar yapmadan namuslu kadına iftira atan ve açıkça zina ile suçlayan erkek, tıbbî araştırma sonucunda gelin kız çıkarsa (İslam Hukukuna göre) iftira cezası olan 80 sopayı hak eder.
Bütün bunlar göz önüne getirilecek olursa, erkeğin de kadının da çevrenin de ilk gece çok dikkatli ve anlayışlı olmaları gerekir.
Gençler, anneler ve babalar! Sakın bu ahlaksız davranışa kalkışmayın ve izin de vermeyin.
* Böyle bir baskı ve kontrol altındaki cinsel ilişkiden beklenen netice alınamayınca, gelin, damat ve diğer akrabalar arasında üzücü ve kırıcı olaylar ve lüzumsuz kavgalar meydana gelmektedir.
Sevgili Peygamberimizin eşler arasındaki cinsel konuların açıklanmaması hakkındaki emirlerinden birisi de şöyledir:
"Kıyamet günü Allah katında insanların en şerlilerinden biri de eşiyle sevişip ilişkide bulunduktan sonra, aile sırrını (cinsel davranış özelliklerini) açığa vurandır." (Müslim, Nikah:2, Nn:1437.)
* Diğer önemli bir konu da cinsel birleşmeye rağmen kızdan kan gelmemesidir. Kızlık zarı başlığı altında bu konuya oldukça geniş yer verdim. Burada tekrar belirtmekte fayda olduğu kanısındayım. Bazı kızlık zarları fazla dar değildir veya elastikidir ve kamışın rahatça girip çıkmasına rağmen yırtılma olmayabilir. Ender olarak bu gibi durumların görüldüğünü unutmamalıyız. Yanlış değerlendirme yapmamak için ve mahkemede sonuçlanan bir adli olay meydana getirmemek için tarafların olayı büyütmeden, bir hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvurarak kızlık zarı muayenesi yaptırmaları uygun olur. Bu şekilde gerçek ortaya çıkar ve genç kız masumsa, hayatı boyu çekeceği suçlamalardan kurtulmuş olur.
Netice olarak; gerdek gecesinin mahremiyeti gelin ve damat arasında kalmalıdır. Kanlı çarşaf gibi yanlış ve İslam dışı örfler kaldırılmalıdır. Lüzum görülürse, gereken kontrolü damat kendisi yaptırmalı ve işi büyütmeden halletmelidir. Kız, sağlam ve temiz çıktığı zaman bir ömür boyu karısına karşı mahcup olmaması açısından erkek, işi gürültüye ve yaygaraya vermeden karşılıklı konuşarak birbirlerine şüphe ile bakmadan, nezaket ve saygılarını bozmadan uzman doktora birlikte gidip işi tatlılıkla halletmeleri daha uygundur.
* İlk gece hakkında bir başka yanlış kültür de "Erkek ne kadar sert olursa, karısını ne kadar fazla korkutursa, bu korku ömür boyu itaati gerektirirmiş!"
Kadın, kocasına iki şekilde saygı duyar. Birisi, kocasından çok korkan ve nefret eden bir kadın. Aslında kocasını hiç sevmez, zerre kadar da saygı duymaz. Fakat zülmünden korkusuna saygılı gibi görünür. Cahil ve kişiliksiz koca da birileri tarafından saygı görememenin sıkıntısını karısının saygısıyla giderir. Başkalarının yanında karısına bağırmanın "erkeklik" tadına varır. Tıpkı, karısına bir tek sözü geçmeyen bazı komutanların, askerinin kendi karşısında put gibi durduğunu yine bir vesile ile karısına göstermesi gibi. Cahil, kişiliksiz ve kompleksli koca da karısının kendisinden nasıl korktuğunu başkalarına gösterme gayretindedir.
İlk gece bilhassa erkeğin en fazla nazik olması gerektiğini, sevgi kanatlarını en sonuna kadar açması gerektiğini, morallerin en yüksek derecede olması gerektiğini bilmeyen veya yanlış anlayan bir kısım da, ilk gecede erkeklik gösterisine kalkışmaktadır. Veya böyle tavsiyeler almaktadır.
Saygı, korku ile kazanılmaz, sevgi ile kazanılır. Sevgi ile kazanılan saygı, insanı mutlu edenidir.
* Toplumumuzda dikkat edilmeyen konulardan biri de; düğün günü gelin ile damadın psikolojilerine hiç dikkat edilmeden, onların üzüleceklerine dikkat edilmeden aileler arasında ufak tefek bazı meseleler yüzünden tartışmalar yapılmaktadır. Bundan da gelin ile damadın moralleri bozulmakta ve ilk gecede birbirlerine duyacakları mahcubiyet, cinsel hayatlarına etki etmekte ve mutluluk, mutsuzluğa dönüşmektedir. İlk gecede yaşanan bu olumsuzluk, bir ömür boyu sürmektedir.
Kısacası, ilk gecede korku, üzüntü ve buna benzer şeyler çok yanlıştır. İnsanlık dışıdır. Genç evlileri başarısızlığa itmektedir.
* İlk gece hurafeleri bitmez. Eşik altına sabun konmaktadır. İlk çocuk erkek olsun diye.
Halbuki erkek evlat isteyip de kız çocuğunu istemeyenler için Allah'ın koyduğu bir tarif var: "...onlara kız çocuğunuz doğdu diye müjde verilince, yüzleri utançlarından simsiyah kesilir,..", "...Kızları olduğu için halktan utanıyor, o çocuğu yaşatsınlar mı, (diri diri) gömsünler mi diye düşünüyorlardı..." (Kur'an-ı Kerim, Nahl Suresi: 58,59.)
İslamdan önceki cahiliye dönemindeki cahiller böyle düşünüyorlardı. Şimdiki cahiller de aynı düşüncenin tesiri altına girmekte ve ilk gecede eşiğe sabun koymaktadırlar. Teller bağlamaktadırlar. Halının altına gelinlik koymak, kadını karyolaya bağlamak (kocasına bağlı olsun diye) gibi insanlık ve İslam dışı bir sürü hurafeler ve zulümler...
İslamı bilmemek, insanları böyle şaşırtıyor işte. Kimi kadına zulmeder, kimi kendine zulmeder. Kimi çocuğa zulmeder. Kimi de hayvana zulmeder...
İlk Cinsel Birleşme Ve Sonuçları:
İlk gece ve cinsel birleşme için eşler, psikolojik ve cinsel bilgiler yönünden hazırlanmalı, bilgilendirilmelidirler. "Aman aceleye getirme!" uyarısı, yüzde doksan dokuz kulak ardı edilecektir. Nice zamandır hayalini kurup dört gözle beklediğiniz bu işi gerçekleştirmek için acele etmenizden doğal bir şey olamaz. Sizi kaygılandıran noktaları bir an önce çözümleyip geride bırakmayı istemek de doğaldır. Kaç zamandır kafanızı kurcalayan "acaba"lara bir an önce çözüm bulmak için sabırsızlanmaktan daha doğal bir şey de olamaz. Kısacası, ağırdan almak konusundaki tüm uyarı ve kararlara karşın duyduğunuz kaygı, merak ve heyecan büyük bir olasılıkla sizi evliliğin ilk cinsel birleşmesinde aceleci olmaya itecektir.
İnsan cinsel birleşme konusunda ne kadar çok şey duymuş ya da okumuş olursa olsun, bu olayda kendi vücudu, kendi benliği yer aldığı zaman iş tamamen değişir.
Genç bir hemşire şöyle itirafta bulunmuş: "Evlenmeden önce çok şey bildiğimi sanıyordum. Anatomi, fizyoloji okumuştum okulda. Doğum odasında çalışmıştım. Bir sürü konuşma, tartışma da dinlemiştim. Ancak cinsel ilişkide bulunan kişi ben olunca durum bambaşka oldu."
Kadının ilk cinsel birleşmeye karşı duyduğu tipik, yaygın tepki bir düş kırıklığıdır: "Bunca lafını duyduğum şeyin olup olacağı bu muymuş?"
Kadın, ilk cinsel birleşmesinde büyük olasılıkla orgazm olmayacaktır. Erkeğin tipik tepkisi, çok çabuk orgazm olarak erken boşalmaktır.
Gene tipik olarak, hem kadın hem de erkek büyük bir ihtimalle, kendilerinde bir eksiklik olduğuna inanarak suçluluk duygusuna kapılacaklardır ki bu tamamen yersizdir.
Ne var ki burada bir ayrıma parmak basmak gerek: Aynı sorunlar evlilik ilerlediği halde düzelmiyor, sürüp gidiyorsa o zaman eşlerin cinsel yaşantısında gerçek bir aksaklık var demektir. Yürümeye yeni başlamış bir çocuğu ele alalım. Adımları sarsaktır, sendeler, düşer, kalkar gene sendeler, üzülür, gene dener. Ve sonunda yürümeyi başarır. Gelgelelim aynı çocuk üç, dört yaşında hala bir yaşındaki gibi "sendeliyorsa" durum değişir.
Yeni evlenen çiftlerin çoğunluğu birbirlerine alışmamışlardır, alışmaları gerekir. Birbirlerinin neyi sevip sevmediklerini, vücutlarının ritmini öğrenmeleri gerekir. İlk birleşmede eşlerin ikisinin de güvensiz olması doğaldır. Bu güvensizliğin doğal olduğunu bilirseniz gerginliğiniz, korkularınız azalabilir ki bu da çok önemlidir. Çünkü bir kez "Eyvah, bir bozukluk var," diye korkuya kapıldınız mı gerçek bozuklukların baş göstereceğinden emin olabilirsiniz.
Gerdekte genç kızın bakireliğinin sona erecek olması nedeniyle hem kendinin hem de eşinin kaygı duymaları ve gerilim içinde olmaları da olağandır. Kadının gerginliği çoğunlukla vajina girişindeki kasları büsbütün sıkıp büzer. Sinirlerimiz gerilince boyun, boğaz, omuz kaslarımız sıkışmaz mı? Bu da böyle bir sıkışmadır işte. Kimi zaman gerginliğimizi fark edebilirsek kaslarımızı kendi kendimize, bilinçli olarak gevşetebiliriz. Kimi zaman da kaslarımıza söz geçiremeyiz.
"İlk gece"de cinsel birleşme sırasında gelinin geleneksel olarak çektiği can acısının başlıca nedeni vajina girişindeki kasların aşırı sıkışıp gerilmesidir. Vajinaya giriş yapmaya çalışan erkek cinsel organı penis, bu işi gerçekleştirebilmek için vajina girişini zorladıkça kadın can acısı duyacaktır. İşte bu kasları kadın bilinçli olarak, bir dereceye kadar gevşetip gevşek tutabilir. Başarılı bir ilk gece yaşamak isteyen kadınlar, evlenmeden önce bu kasları büzüp gevşeterek alıştırma yapılmalıdır. İlk birleşmenin heyecanı sırasında bu alıştırmaları hatırlayıp uygulayabilirlerse ilk birleşme sırasında daha az can acısı duyacaklardır.
Kadının aşırı gerginliği önlemek için yapılabilecek olan başka bir şey de kızlık zarı konusundaki masalları açıklığa kavuşturmaktır.
Bazı kadınlar: "Genç kızlığımda kızlık zarım duvar gibi bir zar sanır, öyle kalın, sapasağlam bir zar ki ilk gecede zavallı kocam bunu yırtıncaya kadar akla karayı seçecek!" zannederler.
Bazı kadınlarda, "Kızlık zarım yırtılırken büyük ıstırap çekeceğim" zannındadırlar.
Gerçekte kızlık zarı, vajina girişini ancak kısmen kapayan, oldukça ince bir zardır. Tümden kapalı olması imkansızdır, hiç değilse adet kanı oradan akacaktır. Kızlık zarı aralığı kiminde çok küçük, kiminde nispeten geniş olur. Kimi kızlık zarı oldukça kalın, kimisi ipinceciktir. Ne var ki kızlık zarı elastik bir dokuda olduğu için zardaki aralık, kas gevşetmesi ile ya da penisin zorlanmasıyla genişlerse, bu durum biraz kanamaya ve geçici bir ağrıya neden olur, ama vajinanın kendisi herhangi bir zarar görmez.
Adet sırasında tampon kullanan genç kızlarda zar gevşemeye alışmıştır. Buna rağmen genç kız, ilk birleşmede çocukluktan kalan "iyi bir kız" olma isteği nedeniyle kendini bilinçsiz olarak gerebilir.
Biz dönelim ilk geceye. Kaslarını kontrol etmeyen kadının ilk birleşme heyecanı sırasında iyice gerginleşmesi doğaldır. Üstelik normal olarak cinsel heyecanlanma sırasında vajinanın iç duvarlarının sızdırdığı kayganlaştırıcı, nemlendirici salgılar da bu gerginlik yüzünden iyice kıtlaşacaktır. Bu yüzden kızlık zarı, normalde olduğundan çok daha kalın ve gergin duracaktır.
Bu da erkeğin girmeyi gerçekleştirebilmek için biraz güç ve baskı kullanmasını gerektirecektir. Böyle bir durum eşlerin ikisi için de ürkütücü bir durumdur! Kadın saldırıya uğramış gibi olurken erkek üstüne düşeni başarabilmek uğruna sevdiği kadına ıstırap vermek zorunda kalarak dehşete kapılabilir.
Birleşmeye biraz ara vermek, konuşmak, dinlenmek, birbirinizi yüreklendirmek, kimi durumlarda başarıyı kolaylaştırabilir. Biraz krem kullanmak da yarar sağlayabilir.
Eşlerin ilk birleşmeler sırasında düşebilecekleri en ciddi yanılgı, herhangi bir nedenle soğukluğa kapılıp duygusal yönden birbirlerinden uzaklaşmalarıdır. Böyle bir tutum, kişinin kendi kendini ve karşısındakini suçlamasına yol açar. Gerginliği artırır ve yeni başarısızlıklara yol hazırlar. Böyle bir durumda kişinin kendi kabuğuna çekilmesi de yanlıştır. Sevgi, anlayış ve hoşgörüye her zamandan çok ihtiyaç vardır.
Sarılmak, okşamak, sevmek. Tatlı, yüreklendirici, umutlandırıcı sözler fısıldamak, yapılması gerekenler bunlardır. Sizin kişisel olarak yapmanız gereken ilk ve başlıca şey de şunu hatırlamaktır. Bu ilk gece yalnızca bir başlangıçtır ve ön sözdür, asıl öykü daha sonra gelecektir.
Cinsel Yaşam ve Mahremiyetleri - Asım UYSAL
Oysa zifaf gecesi korkulması değil, sevinçle değerlendirilmesi gereken bir gecedir. İnsan, bilmediğinden korkar. Bilmedikleri konular hakkında yeterli bilgi edinirse korkusu kalmaz. Evlilik yaşamı boyunca o gecenin anıları belleklerimizden silinmeyecek güzel izler bırakabilir. Yeter ki o gece nasıl davranılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olalım.
Biz bu bölümde gençlerimizin ve genç kızlarımızın gereksinim duydukları bilgileri ayrıntılarıyla vermeye çalışacağız.
Pek çok çift için bu gece, aile yaşamının en önemli günüdür. Eşler birbirlerine karşı bu ilk gecede cinsel düzeyde de sevecen ve anlayışlı olurlarsa, mutlu bir evlilik yaşamının temelini atmış olacaklardır.
Bu olayın bazen yanlış bilgiler nedeniyle fazla büyütülmesi veya bu konuda bilgi sahibi olmama, erkeği ve genç kızı heyecanlandırmakta, mutluluğu tatmak yerine çevresinin beklentilerinin ağırlığı altında ezilmektedir. Erkek erkekliğini, kız da bakireliğini kanıtlamak durumundadır. Erkekte, başaramama korkusu, kızda da cinsel ilişkiden aşırı acı duyacağı korkusu yaygındır. Bazı kesimde cinsel bilgi edinemeyen genç çifte, düğün törenleri sırasında sağdıç ve yenge denen yardımcıları tarafından ayrı ayrı cinsel bilgiler verilir.
Ülkemizde boşanmalar son 10 yılda iki misli artmıştır. Boşanma nedeni olarak ileri sürülen şiddetli geçimsizliğe sebep olan önemli nedenlerden biri de: cinsel uyuşmazlıklar ve cinsel sorunlardır. Yapılan araştırmalar ülkemizde cinsel sorunların bilgi yetersizliğinden kaynaklanmakta olduğunu vurgular niteliktedir.
Bazı kesimde evlenen gençler, cinsellik ile ilgili en sağlıklı bilgiyi sağdıç ve yengeden almaktadır. Düğün gününe kadar ailesinden cinsellikle ilgili herhangi bir bilgi alamayan gence, adeta düğün töreninin bir parçası olarak kısa ve öz bir cinsel eğitim verilir.
Evlilikte cinselliğin normal olduğu vurgulanır. Yöresel geleneklere göre büyüklerin evlilik ile ilgili deneyim ve bilgileri gençlere anlatılır. Bu bilgileri damada sağdıç, geline yenge verir. Düğün töreni başlayınca sağdıç, damat veya babası veya damadın yakın kan akrabası olan evli bir erkek tarafından seçilir. Sağdıcın mutlu bir aile kurmuş ve ailesine bağlı olmasına özen gösterilir.
Yenge ise, gelin veya annesi veya gelinin kan akrabası olan evli bir kadın tarafından seçilir. Yengenin de mutlu bir evlilik yapmış ve hoşgörülü olmasına özen gösterilir. Sağdıç, düğün boyunca damada, yenge de geline zaman zaman evlilik, gerdek gecesi ve cinsellikle ilgili bilgiler verirler.
Ülkemizdeki geleneğe göre, ister şehirde ister köyde olsun gerdek gecesi en büyük rolü erkek üstlenir. Bekaretin bozulması fazla güç gerektirmez. Bu ilk birleşme şiddetli ve zoraki bir davranış olmamalı, her iki eşe doyum sağlamalıdır. Gerdek gecesinin izleri bütün bir evlilik veya yaşam boyu unutulmayacağından, eşler yanlış davranış veya gereksiz kırıcı sözlerden kaçınmalıdırlar.
Erkek eşine şefkatli ve nazik davranmalı, heyecanına sabırlı olmalıdır. Erkeğin saldırgan davranışı veya bekareti şiddetle bozmaya kalkması, genç kızı cinsel ilişkiden soğutur ve bundan sürekli kaçmasına neden olur.
Gerdek Gecesindeki Başarının Yolu; Cinsel Bilgidir:
Gerdek gecesi. İlk gece. Üstüne şarkılar, türküler söylenilmiş, romanlar yazılmış, nice gencin yıllar yılı düşlerine girmiş olan konu! Kimi çiftler için sanki cennete açılan bir kapı, bir murada eriş. Kimi gençler için anlatılmaz bir kabus, bir utanç uçurumu, bir hayal kırıklığı, bir dehşet zindanı... Gerdek...
Bu gece hiç bir zaman küçümsenmemeli ve evlenen eşler ilk gece için bilgilenmeli ve dikkatle hazırlanmalıdır.
Bir kadının evlilik hayatı boyunca cinsel soğukluk içinde kalması ya da erkeğin bir iktidarsızlık haline düşmesinde, ilk gecedeki olayların kesin bir etkisi olabilir. Onun için evlilik hayatının bu önemli safhasının nasıl geçirileceği ve ilk cinsel ilişkide nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında doğru bilgilere sahip olmak gerekir.
İlk Geceye Psikolojik Hazırlık:
Bazı genç kızlar açıkça korkuyorlar ilk geceden. Ve bu korkunun giderek kendilerine egemen olmasından çekiniyorlar. İçlerinden bazıları var ki sırf bu yüzden yemeden içmeden kesilirler. Kafalarını kurcalayan sorulara karşılık bulamamanın üzüntüsü içinde ne yapacaklarını şaşırmış bir halleri olur. Kimisi, "Acaba eşimi mutlu edebilecek miyim?" diye düşünür. Kimisi ise "Çok canım yanacak mı?" diye sorar kendisine. Bunun gibi çeşitli sorular rahatsız eder onları. Evet, haklılar. Aslında ilk gece çok önemli.
Üzerinde durulduğu kadar var. Ama bunun için paniğe kapılmamalı. Eğer bu konuda bilgi edinirseniz, bütün evlilik hayatınızın mutlu geçmesini sağlıyacak anahtarı da elinize geçirmiş olursunuz."
Günümüzde genç kızlarımızı saran ilk gece korkusuna, aslında bilgisizlikten başka bir şey neden olmuyor.
Bazı genç erkekler, haram olmasına rağmen ilk cinsel ilişkilerini evlilikten önce genelevlerinde yaşamaktadırlar. Oralarda ise, genç erkeklerin acemliğine saygı duyulmadan bir an önce işini bitirip parasını almak isteyen kadın tarafından genç erkekler hakaretlere uğramaktadırlar.
Hatta bu hakaretler karşısında cinsel birleşmeyi bile gerçekleştiremiyen, ereksiyona (penisin sertleşmesine) geçemiyen erkekler olmaktadır. Tecrübe kazanmak isteyen genç, ömür boyu cinsel ilişkiden, kadından soğumakta veya ereksiyona geçememek gibi çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. O yüzden Allah'ın nikahsız cinsel ilişkiyi haram kılmasının hikmetlerinden biri de bu olsa gerek...
Genellikle genç kızlar, ilk cinsel ilişkiye, korkulacak bir olay gözüyle bakarlar. Kızlık zarı denen şey nasıl bir nesnedir? Yırtılırken ne olur? Cinsel ilişki sırasında, hele başlangıcında kendisi nasıl davranacaktır?
Doğrusu şu ki bu sırada yalnız genç kız değildir benzer korkuları taşıyan. Erkek de çeşitli duygular içindedir. İşe nasıl başlamalı? Birdenbire mi, yavaş yavaş mı hareket etmeli? Başaracak mıdır?
İşte bu durumlarda eşler birbirlerini tamamlamak ve birbirlerine yardım etmek zorundadırlar. Çoğu zaman, erkeklerin bu konuda büyük sorumluluklar taşıdığı söylenir, yazılır. Bir dereceye kadar doğru sayılabilir bu. Ama büsbütün de doğru değildir. Çünkü sorumlu olan yalnız erkek değil, genç kızdır da. Yani sorumlulukları eşit şekilde paylaşmaları... Bu yüzden genç kız, onun sıkılganlığını arttıracak, sinirlerini bozacak, içindeki fırtınayı şiddetiendirecek hareketlerden kaçınmalıdır. Eşe yardım etmek yalnız erkeğin karısına değil, kadının da erkeğine karşı görevidir.
İlk birleşmede kadını en çok korkutan şey, kızlık zarıdır. Oysa ki bu son derece basit bir problemdir... Çoğunlukla bu zar pek hafif bir acıma duygusu vererek yırtılır. İnce ve esnek ise duyulan acı, belli belirsizdir. Kalın ise yırtılması biraz daha zor ve ağrılı olur... o Ama bunu gözlerde fazla büyütmemek gerekir. Kızlık zarının (< yırtılışı sırasında biraz kan da akar... Ancak bazı zar şekillerinde bu kanın akmaması da mümkündür.
İlk gece ile ilgili güçlükler, yalnızca kızlık zarı ve bununla ilgili sorunlar değildir elbette. Sinirsel gerginliği ile ilgili güçlükler, bunlardan çok daha önemlidir.
Zifaf gecesinde cinsel ilişki dakikaları yaklaştıkça hem gelin, hem de güveyin korku ve heyecandan ekseriya sinirleri gerilmeye başlar. Bu gerginliğin doğurduğu bazı güçlükler vardır, şimdi bunları açıklıyalım:
Bir genç kız, böyle korku ve gerginlik içinde olduğu zaman vajinanın etrafındaki kaslar gerilir ve bu nedenle vajina yolu diğer zamanlardakine oranla daha dar bir hale gelir. Bundan başka, nasıl kalabalık bir halk önünde ilk defa nutuk vermeye çıkan bir kimsenin heyecandan ağzı kurursa, aynı şekilde korku ve heyecan içinde bulunan bir gelinin de vajina içi kurur ve kayganlaşmaz. Böyle olunca, erkeğin cinsel organının içeri girmesi güçleşir.
Böyle durumlarda, kadın vajinasının ıslaklık ve kayganlığını, dışardan kullanılacak bir vazelin ile sağlamak gerekir. Bunun için de en iyi çare erkeğin organına boydan boya vazelin sürmesidir. Böylece penisin, vajinaya girmesi kolaylaşmış olur. Çiftler, bu gergin halleri geçirip iyice yatışıncaya kadar tatlı tatlı sohbet ederler ve beklerler. Heyecanları tamamen geçip ihtiraslı bir arzu duydukları zaman tekrar aşka başlarlarsa, o zaman vajina çevresindeki kaslar gevşer ve doğal şekilde salgıyla kendiliğinden kayganlaşır. Bu durumda cinsel ilişki çok daha kolay ve rahat olur.
Genç kız, gerginlik ve heyecanının kolayca geçmiyeceğini tahmin ediyorsa, o zaman bir sıcak su banyosu yapması çok yararlı olacaktır.
Erkeğe gelince, ilk cinsel ilişkinin heyecanı, kendisini geçici olarak başarısız bırakabilir. Günlerden ve saatlerden beri bu dakikayı ve bu anı beklemiş, belki son günler ve gecelerede karısıyla cinsel ilişkide bulunacağı bu anı düşünerek üreme organlarını ve sinir merkezlerini fazlasıyla yormuştur. İşte gerek bu heyecan, gerekse o yorgunluk neticesinde erkek, cinsel organının sertleşmediğini görebilir. Kimi erkek bu durum karşısında dehşete düşer, şeref ve itibarinin mahvolduğunu, karısının kendisini artık erkekten saymıyacağını düşünerek delice bir acıya, üzüntüye kapılır. Hem kendini, hem karısını büyük bir zevkten yoksun bıraktığı için sınırsız bir sıkıntı duyar.
Eğer bu durumda iken, kadını bilgisizce bir şey söyler ve anlayışsız davranırsa, ağır ya da alaycı bir söz söylerse, erkeğin hayatı boyunca sürüp gidecek bir şekilde incinmesine neden olabilir. Oysaki bu durumda olgun ve anlayışlı bir kadının yapacağı tek şey, kocasına oldukça iyi davranmak, gönül alıcı şeyler söylemek, işi şakaya vurmak ve bunun sırf, o ana özgü, geçici bir tutukluktan geldiğini ve hiç bir öneminin olmadığını belirterek, onun kendine tekrar güvenini kazanmasını sağlamaya çalışmaktır. Eğer kocasının tutukluğunun o akşam geçmiyeceğini sezerse, kendisinden hiçbir talepte bulunmadan, ilk cinsel birleşmelerini ertesi akşama bırakmak üzere, onu yatmaya ve rahat bir uyku uyumaya davet etmelidir.
Aslında böyle bir duruma düşmeyi önlemek için eşler, daha zifaf odasına girer girmez cinsel ilişkiye girişmekten kaçınmalıdırlar. İkisi de bir süre oturup dinlenmeli, sohbet etmeli, hafif okşayış ve öpüşmelerle birbirlerine alışmalı ve ürkeklikleri gitmelidir. Ne zaman arzu ve ihtiraslarının adamakıllı uyandığını hissederlerse, o zaman yatağa girmelidirler.
Eğer vücut ve sinirleri adamakıllı yorgunsa, bu yüzden içlerinde gerçek bir arzu duymuyorlarsa, ilk cinsel birleşmeyi ertesi akşama bırakmak en iyi yoldur. Ayrıca şu da hatırlanmalı ki eşlerden biri isteksiz iken yapılan cinsel ilişki hiç de zevk verici ve tatmin edici olamaz.
Eşler, birbirlerine sakin olmaları konusunda telkinde bulunmalı ve birbirlerine moral ve güven vermeli. Birlikte karşılıklı sevgi ve anlayışla, birbirlerine yardımcı olacakları konusunda söz verdikten sonra önsevişmeye başlamalılar.
Kızlık zarının çeşitleri hakkında bilgisiz bazı erkeklerin, kızlık zarının sert olduğu zanni ile normal cinsel birleşmede kızlık zarını yırtamıyacakları korkusu ile parmakla veya başka şeyler sokarak kızlık zarını yırtmaya kalkıştıkları duyulmaktadır. Asla böyle şeylere gerek duyulmamalıdır. Penisi sertleşen her erkek bu işi rahatlıkla ve kolayca başarabilir. Aynı şekilde genç kızlara da kızlık zarının yırtılması esnasında çok acı çekileceği korkusu yerleştirilmektedir.
Bu bölümde detaylıca izah edileceği gibi, gerdek gecesinde yeteri kadar fiziksel ve ruhsal uyarı ve ön sevişme yapılırsa, kız cinsel birleşmeye güzelce psikolojik olarak hazırlanırsa, aşk heyecanı esnasında hiç proplemsiz ve acısız bu iş başarılabilir. Toplu iğenin ucunun batması kadar veya soğan zarının yırtılması kadar kolay ve habersiz bile olabilir.
Gerdekte Cinsellikten Önce Sevgi ve Aşka Önem Verilmeli:
Kadın, seks için seks yapmaz, aşk için seks yapar, erkek ise seks için seks yapabilir.
Sevgisiz cinsel ilişki, kadın için bir işkencedir. Oysa erkek yapısı bambaşkadır. Kimi erkek için aşk başka konu, cinsel ilişki başka konudur. Hiç sevmediği bir kadınla da cinsel doyum uğruna yatabilir. Kadının durumu ise farklıdır.
Erkek her şeyden önce kadın vücudu ile kadın ruhunu iyi tanımalıdır. Kadınlar belirli bir dış etki olmadan cinsel yönden fazla uyanmazlar. Bu bakımdan erkek, önce ön sevişme ile ise başlamalı, eşinde az çok bir uyanış gördükten sonra yaklaşmalıdır.
Bu sırada sözden çok nazik, şefkatli ve sevgi dolu hareketleri ile kadını kazanmaya çalışmalıdır. Kadınların vücuduna yaklaşmadan önce onların ruhlarına varabilmek çok önemlidir.
Bir örnek verelim. Erkek, kendisine öldüresiye düşman olduğunu bildiği, ama cinsel yönden çekici bulduğu bir kadını imkan bulursa kollarının arasına alır, öper, okşar ve arzularını bu kadının üzerinden tatmin eder. Hatta yakın zamanlara gelinceye kadar savaş sonunda işgal edilen ülkelerin kadınları düşman askerleri için cinsel bir av olarak görülüyordu. Erkek öldürme tehdidi ile arzularına boyun eğen bir kadından bile zevk alabilir. Bu onun ruhsal yapısının tabii bir halidir. Ama kadın için böyle değildir. Kadın ancak beğendiği, hoşlandığı erkekle birleştiği zaman gerçek orgazma varabilir.
Genç kızın ilk birleşmede orgazm'a ulaşmasını da beklememelidir. Kadınlar evliliklerinin ilk günlerinde cinsel yaklaşmayı genellikle bir görev duygusu içinde yaparlar. Erkek, eşinin soğukluğundan korkmamalıdır. Bu durum geçicidir. Kadınların çoğunluğu uzun bir süre sonra cinsel zevke ulaşırlar. Ancak burada dikkat edilecek bir özellik daha vardır. Bir çok kadın haksız yere soğuklukla itham edilirler. Soğuk kadın demek hasta kadın demektir. Vücutça ve ruhça sağlıklı olan bir kadının cinsel ilişkiye karşı soğuk olacağı düşünülemez. Erkek önce kabahatin kendisinde olup olmadığını araştırmalı ancak ondan sonradır ki, karısından şikayetçi olmalıdır.
Gerdekte Damadın Heyecanı:
Bir çok damatlar da gerdek gecesinde gelinler kadar heyecanlıdırlar. Bu onların deneyimsizliklerinden gelir belki de. Belki de sevdikleri, saydıkları, eş olarak aldıkları kadına ilk olarak bu kadar yaklaşmanın verdiği heyecandan ileri gelir. Büyük bir heyecan hatta utangaçlığa kapılabilir.
Gerdekte Geline Düşen Görev:
Gelin bu konuda yumuşak, yatkın, şefkatli ve anlayışlı davranarak damada yardımcı olmalıdır. Yoksa damat gelinin kızlık zarını yırtacak kudrette bir ereksiyon (penis dikliği) bile sağlayamaz. Bu da ona dayanılmaz bir aşağılık kompleksi verir. Başarısızlığına tanık olan yeni karısını bir daha görmek istemeyebilir. Ondan kaçmak isteği, yeni evliliği daha ilk geceden sarsar.
Kızlığın Giderilmesi:
Kızlık zarının bilimsel adı hmen'dir. Birleşme olduğu halde eşinden kan akmadığını gören erkek hemen onun namusundan şüphe edebilir. Çoğu kez eşini babasının evine yollar daha da kötüsü cinayete bile sürüklenebilir. Erkeğin kesin bir karara varmadan hele eşine hiçbir şekilde hiddet göstermeden durumu bir doktorla konuşması en uygun yoldur. Çünkü yarı bakire denilen kadınlar vardır. Bu tip kadınlarda penis, zar'ı yırtmadan vajinaya girebilir. Çünkü zarın şekli çok değişiktir, ortası tamamen açıktır. Bu gibi kadınlarda bir doktor müdahalesi olmazsa doğuma kadar bakirelikleri devam edebilir. Ayrıca vajina girişi geniş, zarları dar ve fazla elastik olanlarda sayısız birleşmelere rağmen kanama görülmez.
Gerdek Gecesi Yanlışları ve Hurafeleri:
* Cinsel deneyimsiz gençler için gerdek gecesi bazen çevresi tarafından stres haline getirilmektedir. Oysa gençler düğün hazırlıklarının son günleri zaten yorgun haldedirler, uykusuzdurlar, bilgi eksikliği nedeniyle bir takım kuruntuları, endişe ve korkuları olabilir.
* İlk geceye böyle stresle giren çifte bu ilk cinsel ilişkiden çok fazla şey beklememesinin uygun olacağı söylenmelidir. Heyecan ve aşırı yorgunluk gibi haller cinsel yaşamı etkileyen olgulardır. Bu nedenle ilk gece genç kızın veya erkeğin ilişkiden kaçınması çok sık görünen bir durumdur. Çitf karşılıklı olarak anlayış göstermelidir. Sıkılganlık ve heyecanla cinsel ilişkiden kaçınan genç kızı eşi zorla ilk gece cinsel birleşmeye zorlamamalıdır. Aynı şekilde heyecan ve aşırı yorgunluk nedeniyle erkeğin hiçbir girişimde bulunamaması da olağandır. Böyle durumlarda gelin de akılcı olmalı ve esinin erkekliği ile ilgili gurur kırıcı davranış ve sözlerden kaçınmalıdır.
Kanlı Çarşaf Rezaleti:
İslamî kültürden uzak bazı bölgelerde çok kötü bir gelenek vardır. Damatla gelin gerdeğe girdikleri zaman dışarda kız ve erkek tarafından sonucu öğrenmek üzere yengeler bekletilir. Kız için de, erkek için de bundan daha çirkin bundan daha iğrenç bir şey düşünülemez!
* İslamî açıdan da karı-koca arasında gizli kalması gereken ve başkalarına antatılması, gösterilmesi haram olan kanlı çarşaf olayı, genç evlilerin bir ömür boyu çekecekleri utanç ve ızdıraplara vesile olmaktadır. Kapıda kanlı çarşaf bekleyen namus bekçileri (!), gençleri aceleye sevketmekte ve huzursuz etmektedirler. İleride genişçe izah edeceğimiz, gerdek gecesinde cinsel ilişkiden önce yapılması gereken sohbet, ön sevişme gibi eşleri birbirine yaklaştırıcı davranışların yapılmasına zaman bırakmamaktadırlar. Acelecilik ve beklenilme tedirginliği, gençleri psikolojik baskı altına almakta ve kolay iş zorlaşmakta ve acelecilikten dolayı başarısızlıkla sonuçlanabilmektedir. Başarı gösteremiyen erkek utançtan yerin dibine geçer... Ne yazık ki...
Kedinin ciğer beklediği gibi, kapı önünde kanlı çarşaf beklemek, bekleyenin ve bekletenin en büyük ayıbıdır. Bir ömür boyu bu cahilliğin utancını nasıl yaşarlar?!
Ama kurtuluş yoktur. Ertesi gece kapıda yine nöbetçiler bekler. Bu şekilde utanç yüzünden eşini öldüren ya da intihar eden erkekler görülmüştür. Diğer taraftan cinsel birleşmeye karşın beklenen kanı görmeyen erkek, genellikle kapıda bekliyenlerden çekinerek yalnız kendilerini ilgilendiren bir meseleyi aralarında halletmek imkanından yoksun bulunduğu için günahsız karısını kovar. Tıbbî araştırmalar yapmadan namuslu kadına iftira atan ve açıkça zina ile suçlayan erkek, tıbbî araştırma sonucunda gelin kız çıkarsa (İslam Hukukuna göre) iftira cezası olan 80 sopayı hak eder.
Bütün bunlar göz önüne getirilecek olursa, erkeğin de kadının da çevrenin de ilk gece çok dikkatli ve anlayışlı olmaları gerekir.
Gençler, anneler ve babalar! Sakın bu ahlaksız davranışa kalkışmayın ve izin de vermeyin.
* Böyle bir baskı ve kontrol altındaki cinsel ilişkiden beklenen netice alınamayınca, gelin, damat ve diğer akrabalar arasında üzücü ve kırıcı olaylar ve lüzumsuz kavgalar meydana gelmektedir.
Sevgili Peygamberimizin eşler arasındaki cinsel konuların açıklanmaması hakkındaki emirlerinden birisi de şöyledir:
"Kıyamet günü Allah katında insanların en şerlilerinden biri de eşiyle sevişip ilişkide bulunduktan sonra, aile sırrını (cinsel davranış özelliklerini) açığa vurandır." (Müslim, Nikah:2, Nn:1437.)
* Diğer önemli bir konu da cinsel birleşmeye rağmen kızdan kan gelmemesidir. Kızlık zarı başlığı altında bu konuya oldukça geniş yer verdim. Burada tekrar belirtmekte fayda olduğu kanısındayım. Bazı kızlık zarları fazla dar değildir veya elastikidir ve kamışın rahatça girip çıkmasına rağmen yırtılma olmayabilir. Ender olarak bu gibi durumların görüldüğünü unutmamalıyız. Yanlış değerlendirme yapmamak için ve mahkemede sonuçlanan bir adli olay meydana getirmemek için tarafların olayı büyütmeden, bir hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvurarak kızlık zarı muayenesi yaptırmaları uygun olur. Bu şekilde gerçek ortaya çıkar ve genç kız masumsa, hayatı boyu çekeceği suçlamalardan kurtulmuş olur.
Netice olarak; gerdek gecesinin mahremiyeti gelin ve damat arasında kalmalıdır. Kanlı çarşaf gibi yanlış ve İslam dışı örfler kaldırılmalıdır. Lüzum görülürse, gereken kontrolü damat kendisi yaptırmalı ve işi büyütmeden halletmelidir. Kız, sağlam ve temiz çıktığı zaman bir ömür boyu karısına karşı mahcup olmaması açısından erkek, işi gürültüye ve yaygaraya vermeden karşılıklı konuşarak birbirlerine şüphe ile bakmadan, nezaket ve saygılarını bozmadan uzman doktora birlikte gidip işi tatlılıkla halletmeleri daha uygundur.
* İlk gece hakkında bir başka yanlış kültür de "Erkek ne kadar sert olursa, karısını ne kadar fazla korkutursa, bu korku ömür boyu itaati gerektirirmiş!"
Kadın, kocasına iki şekilde saygı duyar. Birisi, kocasından çok korkan ve nefret eden bir kadın. Aslında kocasını hiç sevmez, zerre kadar da saygı duymaz. Fakat zülmünden korkusuna saygılı gibi görünür. Cahil ve kişiliksiz koca da birileri tarafından saygı görememenin sıkıntısını karısının saygısıyla giderir. Başkalarının yanında karısına bağırmanın "erkeklik" tadına varır. Tıpkı, karısına bir tek sözü geçmeyen bazı komutanların, askerinin kendi karşısında put gibi durduğunu yine bir vesile ile karısına göstermesi gibi. Cahil, kişiliksiz ve kompleksli koca da karısının kendisinden nasıl korktuğunu başkalarına gösterme gayretindedir.
İlk gece bilhassa erkeğin en fazla nazik olması gerektiğini, sevgi kanatlarını en sonuna kadar açması gerektiğini, morallerin en yüksek derecede olması gerektiğini bilmeyen veya yanlış anlayan bir kısım da, ilk gecede erkeklik gösterisine kalkışmaktadır. Veya böyle tavsiyeler almaktadır.
Saygı, korku ile kazanılmaz, sevgi ile kazanılır. Sevgi ile kazanılan saygı, insanı mutlu edenidir.
* Toplumumuzda dikkat edilmeyen konulardan biri de; düğün günü gelin ile damadın psikolojilerine hiç dikkat edilmeden, onların üzüleceklerine dikkat edilmeden aileler arasında ufak tefek bazı meseleler yüzünden tartışmalar yapılmaktadır. Bundan da gelin ile damadın moralleri bozulmakta ve ilk gecede birbirlerine duyacakları mahcubiyet, cinsel hayatlarına etki etmekte ve mutluluk, mutsuzluğa dönüşmektedir. İlk gecede yaşanan bu olumsuzluk, bir ömür boyu sürmektedir.
Kısacası, ilk gecede korku, üzüntü ve buna benzer şeyler çok yanlıştır. İnsanlık dışıdır. Genç evlileri başarısızlığa itmektedir.
* İlk gece hurafeleri bitmez. Eşik altına sabun konmaktadır. İlk çocuk erkek olsun diye.
Halbuki erkek evlat isteyip de kız çocuğunu istemeyenler için Allah'ın koyduğu bir tarif var: "...onlara kız çocuğunuz doğdu diye müjde verilince, yüzleri utançlarından simsiyah kesilir,..", "...Kızları olduğu için halktan utanıyor, o çocuğu yaşatsınlar mı, (diri diri) gömsünler mi diye düşünüyorlardı..." (Kur'an-ı Kerim, Nahl Suresi: 58,59.)
İslamdan önceki cahiliye dönemindeki cahiller böyle düşünüyorlardı. Şimdiki cahiller de aynı düşüncenin tesiri altına girmekte ve ilk gecede eşiğe sabun koymaktadırlar. Teller bağlamaktadırlar. Halının altına gelinlik koymak, kadını karyolaya bağlamak (kocasına bağlı olsun diye) gibi insanlık ve İslam dışı bir sürü hurafeler ve zulümler...
İslamı bilmemek, insanları böyle şaşırtıyor işte. Kimi kadına zulmeder, kimi kendine zulmeder. Kimi çocuğa zulmeder. Kimi de hayvana zulmeder...
İlk Cinsel Birleşme Ve Sonuçları:
İlk gece ve cinsel birleşme için eşler, psikolojik ve cinsel bilgiler yönünden hazırlanmalı, bilgilendirilmelidirler. "Aman aceleye getirme!" uyarısı, yüzde doksan dokuz kulak ardı edilecektir. Nice zamandır hayalini kurup dört gözle beklediğiniz bu işi gerçekleştirmek için acele etmenizden doğal bir şey olamaz. Sizi kaygılandıran noktaları bir an önce çözümleyip geride bırakmayı istemek de doğaldır. Kaç zamandır kafanızı kurcalayan "acaba"lara bir an önce çözüm bulmak için sabırsızlanmaktan daha doğal bir şey de olamaz. Kısacası, ağırdan almak konusundaki tüm uyarı ve kararlara karşın duyduğunuz kaygı, merak ve heyecan büyük bir olasılıkla sizi evliliğin ilk cinsel birleşmesinde aceleci olmaya itecektir.
İnsan cinsel birleşme konusunda ne kadar çok şey duymuş ya da okumuş olursa olsun, bu olayda kendi vücudu, kendi benliği yer aldığı zaman iş tamamen değişir.
Genç bir hemşire şöyle itirafta bulunmuş: "Evlenmeden önce çok şey bildiğimi sanıyordum. Anatomi, fizyoloji okumuştum okulda. Doğum odasında çalışmıştım. Bir sürü konuşma, tartışma da dinlemiştim. Ancak cinsel ilişkide bulunan kişi ben olunca durum bambaşka oldu."
Kadının ilk cinsel birleşmeye karşı duyduğu tipik, yaygın tepki bir düş kırıklığıdır: "Bunca lafını duyduğum şeyin olup olacağı bu muymuş?"
Kadın, ilk cinsel birleşmesinde büyük olasılıkla orgazm olmayacaktır. Erkeğin tipik tepkisi, çok çabuk orgazm olarak erken boşalmaktır.
Gene tipik olarak, hem kadın hem de erkek büyük bir ihtimalle, kendilerinde bir eksiklik olduğuna inanarak suçluluk duygusuna kapılacaklardır ki bu tamamen yersizdir.
Ne var ki burada bir ayrıma parmak basmak gerek: Aynı sorunlar evlilik ilerlediği halde düzelmiyor, sürüp gidiyorsa o zaman eşlerin cinsel yaşantısında gerçek bir aksaklık var demektir. Yürümeye yeni başlamış bir çocuğu ele alalım. Adımları sarsaktır, sendeler, düşer, kalkar gene sendeler, üzülür, gene dener. Ve sonunda yürümeyi başarır. Gelgelelim aynı çocuk üç, dört yaşında hala bir yaşındaki gibi "sendeliyorsa" durum değişir.
Yeni evlenen çiftlerin çoğunluğu birbirlerine alışmamışlardır, alışmaları gerekir. Birbirlerinin neyi sevip sevmediklerini, vücutlarının ritmini öğrenmeleri gerekir. İlk birleşmede eşlerin ikisinin de güvensiz olması doğaldır. Bu güvensizliğin doğal olduğunu bilirseniz gerginliğiniz, korkularınız azalabilir ki bu da çok önemlidir. Çünkü bir kez "Eyvah, bir bozukluk var," diye korkuya kapıldınız mı gerçek bozuklukların baş göstereceğinden emin olabilirsiniz.
Gerdekte genç kızın bakireliğinin sona erecek olması nedeniyle hem kendinin hem de eşinin kaygı duymaları ve gerilim içinde olmaları da olağandır. Kadının gerginliği çoğunlukla vajina girişindeki kasları büsbütün sıkıp büzer. Sinirlerimiz gerilince boyun, boğaz, omuz kaslarımız sıkışmaz mı? Bu da böyle bir sıkışmadır işte. Kimi zaman gerginliğimizi fark edebilirsek kaslarımızı kendi kendimize, bilinçli olarak gevşetebiliriz. Kimi zaman da kaslarımıza söz geçiremeyiz.
"İlk gece"de cinsel birleşme sırasında gelinin geleneksel olarak çektiği can acısının başlıca nedeni vajina girişindeki kasların aşırı sıkışıp gerilmesidir. Vajinaya giriş yapmaya çalışan erkek cinsel organı penis, bu işi gerçekleştirebilmek için vajina girişini zorladıkça kadın can acısı duyacaktır. İşte bu kasları kadın bilinçli olarak, bir dereceye kadar gevşetip gevşek tutabilir. Başarılı bir ilk gece yaşamak isteyen kadınlar, evlenmeden önce bu kasları büzüp gevşeterek alıştırma yapılmalıdır. İlk birleşmenin heyecanı sırasında bu alıştırmaları hatırlayıp uygulayabilirlerse ilk birleşme sırasında daha az can acısı duyacaklardır.
Kadının aşırı gerginliği önlemek için yapılabilecek olan başka bir şey de kızlık zarı konusundaki masalları açıklığa kavuşturmaktır.
Bazı kadınlar: "Genç kızlığımda kızlık zarım duvar gibi bir zar sanır, öyle kalın, sapasağlam bir zar ki ilk gecede zavallı kocam bunu yırtıncaya kadar akla karayı seçecek!" zannederler.
Bazı kadınlarda, "Kızlık zarım yırtılırken büyük ıstırap çekeceğim" zannındadırlar.
Gerçekte kızlık zarı, vajina girişini ancak kısmen kapayan, oldukça ince bir zardır. Tümden kapalı olması imkansızdır, hiç değilse adet kanı oradan akacaktır. Kızlık zarı aralığı kiminde çok küçük, kiminde nispeten geniş olur. Kimi kızlık zarı oldukça kalın, kimisi ipinceciktir. Ne var ki kızlık zarı elastik bir dokuda olduğu için zardaki aralık, kas gevşetmesi ile ya da penisin zorlanmasıyla genişlerse, bu durum biraz kanamaya ve geçici bir ağrıya neden olur, ama vajinanın kendisi herhangi bir zarar görmez.
Adet sırasında tampon kullanan genç kızlarda zar gevşemeye alışmıştır. Buna rağmen genç kız, ilk birleşmede çocukluktan kalan "iyi bir kız" olma isteği nedeniyle kendini bilinçsiz olarak gerebilir.
Biz dönelim ilk geceye. Kaslarını kontrol etmeyen kadının ilk birleşme heyecanı sırasında iyice gerginleşmesi doğaldır. Üstelik normal olarak cinsel heyecanlanma sırasında vajinanın iç duvarlarının sızdırdığı kayganlaştırıcı, nemlendirici salgılar da bu gerginlik yüzünden iyice kıtlaşacaktır. Bu yüzden kızlık zarı, normalde olduğundan çok daha kalın ve gergin duracaktır.
Bu da erkeğin girmeyi gerçekleştirebilmek için biraz güç ve baskı kullanmasını gerektirecektir. Böyle bir durum eşlerin ikisi için de ürkütücü bir durumdur! Kadın saldırıya uğramış gibi olurken erkek üstüne düşeni başarabilmek uğruna sevdiği kadına ıstırap vermek zorunda kalarak dehşete kapılabilir.
Birleşmeye biraz ara vermek, konuşmak, dinlenmek, birbirinizi yüreklendirmek, kimi durumlarda başarıyı kolaylaştırabilir. Biraz krem kullanmak da yarar sağlayabilir.
Eşlerin ilk birleşmeler sırasında düşebilecekleri en ciddi yanılgı, herhangi bir nedenle soğukluğa kapılıp duygusal yönden birbirlerinden uzaklaşmalarıdır. Böyle bir tutum, kişinin kendi kendini ve karşısındakini suçlamasına yol açar. Gerginliği artırır ve yeni başarısızlıklara yol hazırlar. Böyle bir durumda kişinin kendi kabuğuna çekilmesi de yanlıştır. Sevgi, anlayış ve hoşgörüye her zamandan çok ihtiyaç vardır.
Sarılmak, okşamak, sevmek. Tatlı, yüreklendirici, umutlandırıcı sözler fısıldamak, yapılması gerekenler bunlardır. Sizin kişisel olarak yapmanız gereken ilk ve başlıca şey de şunu hatırlamaktır. Bu ilk gece yalnızca bir başlangıçtır ve ön sözdür, asıl öykü daha sonra gelecektir.
Cinsel Yaşam ve Mahremiyetleri - Asım UYSAL
İlk Cinsel İlişki (İlk Gece) yorumları
Konular
- Erkekliğin sonu mu geliyor?
- Yüz binlerce çift aseksüel yaşıyor!
- Evlilikte yaşanan cinsel sorunlar
- Seksin çekiciliğini azaltan sebepler
- Cinsel sorunları nedeniyle boşanıyorlar!
- Çinliler cinsellliği internetten öğreniyor
- Utangaçlara çılgın seks önerileri
- Erkeklerin büyük sorunu!
- Seksapelin 'altın oranı'
- Genital organlarla ilgili estetik ameliyatlar
- Dikkat! Pedofilikler kendilerini sevdiriyor
- Mamografi hayat kurtarıyor
- Etkili Sevişme Teknikleri
- Ovulasyon hesaplayıcısı
- Kadınların da penis boyu takıntısı var!
- Mememi kaybettim ama hala kadınım
- Erkek kısırlığına karşı jel mucizesi
- Her altı kadından biri sevişemiyor
- Düzensiz seks kalp düşmanı
- Bilim ve Hayat
- Eşler birbirinin mahrem yerlerine bakabilir mi?
- Sorularla Cinsellik
- kadınların özel günleri hak.
- Masturbasyon yapmak caiz mi dir?
- Çocuğun avreti varmı dır?
- Erkek çocuğu baliğ(ergen) olduğu zaman....
- Eşinden gizli ikinci evlilik.....
- Bir bayanın yabancı bir erkeğin.....
- Erkek'ler vücudunu hangi ölçüde açabilir?
- Nikahsız yaşamanın günahı ......