Uzman

Sağlıklı Bir Cinsellik için Öneriler

Cinsel hayatınız eskisi kadar renkli değil mi? Artık yeteri kadar cinsel istek duymadığınızı düşünüp, bundan kendinizi ya da partnerinizi mi sorumlu tutuyorsunuz?

Oysaki cinsellik hem eğlenceli, hem sağlığınız için çok yararlı. Son zamanlarda yapılan araştırmalar gösterdi ki, düzenli cinsellik yaşayan kişilerde kalp ve bağışıklık sistemi güçleniyor, ağrılar azalıyor, depresyon engelleniyor. Cinsel isteğinizi pek çok şey engelliyor olabilir. Sorunun kaynağına inmek, neden olduğunu ortaya çıkarmak, elbetteki çözüme giden en doğru yol.

Cinsel Hayatınızın Düşmanı Olan Şeyler ve Öneriler;

1- İş stresinden uzak durun. İş yerinde yaşadığınız tüm sıkıntıyı kapıdan çıkarken ardınızda bırakmaya ve özel hayatınıza taşımamaya çalışın. Eve gittiğinizde yapacağınız sıcak bir banyo sizi hem rahatlatacak hem stresinizi atacaktır.

Kendinizde Orgazm Olmanıza Engel Olabileceğini Düşündüğünüz Faktörler Nelerdir?

* Eşime Karşı Güven Eksikliğimin Olması
* Eşimle Cinsellik Dışı İlişkimde Sorunlarımın Olması
* Önsevişme Eksikliğimizin Olması
* Her İlişkide Gebelik Konusunda Tereddütlerimin Olması
* Eşime Karşı Duyduğum Cinsel Çekimde Azalma Olması
* Cinsel Eğitim ve Bilgi Eksikliğimin Olması
* Cinsel İlişkide Pozisyon Zenginliğinin Olmaması
* Geçmişte Yaşadığım Cinsel Travmalar
* Cinsel Hayatımda "Orgazm Olamama Sorunu" Yaşamıyorum

Bir Erkek Olarak Cinsel İlişki Sırasında Aşağıdaki Duygulardan Hangisini Yaşarsınız?

* Sadece Orgazm Olmaya Odaklanıyorum
* Vajina İçine Boşalmaktan Korkuyorum
* Cinsel İlişkinin Sorumluluğunu Üstlenmek ve Yönetmek Zorunda Hissediyorum
* Cinsellikte Başarıya Ulaşmak Benim İçin Çok Önemli
* Olayları Akışına Bırakamıyorum
* Kontrolümü Kaybetmekten Korkuyorum
* Cinsel Anlamda Başaramama Korkusu Yaşıyorum
* Eşimle Birlikte Orgazm Olunması Gerektiğine İnanıyorum
* Kendi Cinsel İhtiyaçlarıma Dikkat Etmek Yerine Eşimin Beklentilerini Yerine Getirmeye Çalışıyorum

Her dört kişiden biri cinsel sorun sahibi

Dünyada, her dört kişiden birinde tedavi edilmesi gereken cinsel sorun olduğunun düşünüldüğü ve bunların tedavisinde uzman yardımı alınması gerektiği bildirildi.



Türkiye Psikiyatri Derneği Cinsellik ve Cinsel Sorunlar Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Uzman Dr. Ejder Akgün Yıldırım, "dünyada, her dört kişiden birinde tedavi edilmesi gereken cinsel sorun olduğunun düşünüldüğünü" belirterek, cinsel sorunların tedavisinde, bu alanda uzman bir psikiyatristten destek alınması gerektiğini bildirdi.

Cinsel İşlev Bozuklukları Tedavisi

90'larda cinsel işlev bozukluklarının Tedavisi Masters ve Johnson'un (1970) çalışmalarından sonraki 25 yılda cinsel işlev bozukluklarının ele alınması ve tedavisinde önemli değişiklikler ortaya çıkmıştır. Masters ve Johnson, kadın ve erkek cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde üç temele dayandırdıkları bir model önermektedirler:

(a) Her iki cinste de paralel, dört-evreli ardışık fizyolojik ve öznel uyarılmanın olması (cinsel yanıt döngüsü);
(b) cinsel işlev bozukluklarının oluşumunda ve sürmesinde yanlış bilgilenme ve performans kaygısı başta olmak üzere psikojenik faktörlerin önde gelmesi;
(c) Cinsel işlev bozukluklarının çoğunun kısa, sorun-odaklı tedavi yaklaşımlarına (sensate focus yani duyumsal keşif gibi) iyi yanıt vermesi.

Kendi Kendine Meme Muayenesi

Memelerdeki yumruların % 75 inin selim olmasına karşın, bazıları da habistir. Bu nedenle kendinizin memenizi düzenli aralıklarla incelemeniz hayatınızı kurtarabilir, çünkü meme kanseri erken anlaşılırsa tedavi edilebilir.

Kendi kendine meme muayenesi ideal olarak adet döngüsünün 5.-7. günleri arasında, ayda bir kez yapılmalıdır. Adet kanamasının başlamasıyla birlikte kanda östrojen ve progesteron hormonlarının etkinlikleri nispeten azalır ve meme dokusunu incelemek kolaylaşır. Yukarıda belirtilen günler dışında ve özellikle de adet kanamasına yakın yapılan meme muayenelerinde bu hormonların etkisiyle memeler dolgun ve bastırmakla ağrılı olurlar. Bu da kendi kendine muayenenin etkinliğini önemli derecede azaltır.

Meme Dokusunun Yapısı

Memeler, bebeğin belli bir gelişim aşamasına kadar besin ihtiyacını karşılamak üzere süt üretmekten ve salgılamaktan sorumlu yapılardır.

Memeler ergenlik öncesi dönemde kız ve erkek çocuklarında yaklaşık aynı büyüklükte olmalarına karşın, ergenlik döneminde yumurtalıklarda östrojen hormonu üretiminin başlamasıyla hızlı bir şekilde gelişim gösterirler.

Memelerin ulaştığı nihai büyüklük genetik etkenlerle yakından ilgili olmakla beraber, vücudun yağ oranı da büyüklüğü etkileyen diğer bir etkendir.

Bunun dışında memelerin büyüklüğü vücuttaki hormonal değişikliklere de cevap verir ve özellikle adet öncesi dönemde kadınlar memelerinde dolgunluk ve bazen hafif ağrı hissedebilirler. Bu dolgunluk ve hassasiyet adet görmekle beraber hızla kaybolur.

Gebelik döneminde östrojen hormonu üretiminin daha da artması memelerin büyümesine ve bazen hassaslaşmasına neden olur.

Cinsel İşlev Fizyolojisi

Cinsellik önce arzu etmekle başlar. Daha sonra Masters ve Johnson adlı iki bilim adamının tarif ettikleri uyarılma, plato, orgazm ve çözülme evreleri birbirini takip eder. Bu evreler kadın ve erkekte belirgin farklılıklar gösterir. Konumuz kadınlara odaklanmış olmasına karşın zaman zaman erkekle kadın arasındaki farklılıklar üzerinde de durulacaktır.

Cinsellik önce arzu etmekle başlar. Daha sonra Masters ve Johnson adlı iki bilim adamının tarif ettikleri uyarılma, plato, orgazm ve çözülme evreleri birbirini takip eder. Bu evreler kadın ve erkekte belirgin farklılıklar gösterir. Konumuz kadınlara odaklanmış olmasına karşın zaman zaman erkekle kadın arasındaki farklılıklar üzerinde de durulacaktır.

Evrelerin her biri yaş, hastalık, ilaçlar, alkol, uyuşturucu kullanımı ve psikolojik ve ikili ilişkilerden kaynaklanan sorunlardan olumsuz etkilenebilir.

Kadınların Duyarlı Bölgeleri

Kadınların çoğunda genital bölgenin en duyarlı kısmı klitoristir ve en güçlü orgazmlar bu bölgenin uyarılmasıyla ortaya çıkar. Kadının diğer duyarlı bölgeleri memeler, meme uçları, labiumlar ve vajinadır. G noktası ise (Graefenberg tarafından 1944 yılında tarif edilen bir bölgedir ve vajina ön duvarının ortalarında yer almaktadır) derin basınca duyarlı olarak kabul edilmekle beraber orgazm oluşumunda birincil önem taşıyan bir bölge değildir.

Orgazmda bazen aynen erkekteki ejakulasyona (boşalmaya) benzer bir sıvı geldiği saptanmış olmakla beraber bu sıvının aslında idrar olduğu ve kadındaki "ejakulasyon" yani "boşalma" olarak tarif edilen olayın muhtemelen orgazm esnasında idrar kaçağı olduğu sonradan anlaşılmıştır. Gerçekten de hiçbir idrar kaçırma şikayeti olmayan bayanlarda güçlü bir orgazmda istemsiz idrar kaçağı olabilmektedir.

Erken Boşalmanın Nedenleri

Çoğu erkek soluk soluğa bir telaşla cinsel zevkin peşinden koşarken boşalmanın kontrol edilmesi, durdurulması veya sabitlenmesini başaramaz. Bedenini partneriyle uyum içinde hareket ettiremeyen erkekte şimdiye yoğunlaşmak, o anı duyumsamak olanaksızlaşır ve cinsel birleşmenin ansızın son bulacağı kaygısı olur. Bu nedenle her cinsel sorun gibi erken boşalmada bu kaygıdan ya da bir rahatsızlıktan kaynaklanır. Ama asıl sorun erkeğin cinsel işlevlerinde değil, cinsel işlevlerini nasıl yerine getirmesi konusundaki düşüncelerindedir. Çünkü aklını düşüncelerden arındıramayan, özgür ve doğal bir şekilde cinselliği yaşayamayan erkek tedirginlik duygusundan uzaklaşamaz ve boşalma konusunda sorun yaşar. Kısaca erken boşalmanın başlıca nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

-Gençlik çağlarında uygunsuz ortamlarda yapılan mastürbasyonlar,
-Cinsel mitler yani hurafeler,
-Cinsel ilişki konusunda tecrübesizlik,
-Yorgunluk, sıkkınlık, kızgınlık ve tedirginlik,
-Cinsellikle ilgili gerçekçi olmayan beklentiler,
-Cinsel uyarım eksikliği,
-Gerekli koşulların sağlanamaması,
-Sertleşmiş penise verilen orantısız önem,